İzleyiciler

Cuma, Kasım 24, 2006

Meleğim...


Tatlı meleğim, dostum, canım benim. Kurduğumuz hayalleri, paylaştığımız sevinçleri, tattığımız hüzünleri, gerçek olan hayallerimizi, masum gözyaşlarımızı ve söylediğimiz şarkılarıda yanında götür. Sevincine sevinç ekle, git hayallerinin peşine ve dönüşün muhteşem olsun...O mezuniyet gününden sonra hayatlarımız başka yönlere savrulsada tek dileğim gittiğin yerde aradıklarını bulman! Kimbilir bizleri, büyük şehirlerin temiz kalpli kızlarını küçücük bir kentte dert ortağı yapan kader, birgün tekrar biraraya getirecek ve belki de bu o kadar uzak değil:) Kendinle iyi anlaş arkadaşım, su gibi git gel, gülücükler eksik olmasın güzel yüzünden, bizleri de unutma sakın...

Pazartesi, Kasım 13, 2006

;)

Yarınları umutla düşünmek mutlu ediyor beni. Mutluluk benim içimde, sevgimin içinde, uzaklarda aramamasını bilecek kadar büyüdüm artık...Evde geçen zamanların içindeyim, yemek yapmasını öğrendim, her zaman, yaşamın her parçası birşeyler öğretir insana, yeterki mutluluk duymanın tadına varabilelim! Evde insanın canı sıkılıyor, birkaç ders kadar ayakbağım olduğundan evde takıldım, her yapmak istediğimle başka birşey çakışıyor. Şubata kadar hayata hazırlıyorum kendimi, toprağın altından güneşe açılacak tomurcuk gibi...Yarın kocaman bir aşkı görmeye gidiyorum, özlem doluyum ve gideceğim yer hayatımın en rahat ve neşeli geçen günlerimin yeri... Anlamını hala yitirmedi benim için, kocaman bir aşk büyüttü oranın güneşi:) Günler böyle geçip giderken biliyorum kıymetini yaşadığım her sevginin, güzel taraflarımı gönlüne yazan herkesin, Kordon'da yürümenin verdiği keyfin, kardeşimle keyifle yediğimiz yemeklerin lezzetinin...Sağlık ve huzur dilerim herzaman içimize ve eksik olmasın umudumuz hayatımızdan...

Çarşamba, Kasım 08, 2006

Büyümek

Annem bugün anneannemlerde iki yaşına basmış küçük bir kız çocuğunun resmini bulmuş (bilin bakalım kim:)). Küçücük elleriyle kocaman bir bıçakla pastasını keser gibi yapıyormuş doğumgününde kız çocuğu, sanki öyle hep ufacık kalacakmış gibi duruyormuş resimde:) Annem hemen cebine atmış tabi resmi:) Öyle bir anlatışı vardı ki telefonda içim ısındı... Bize olan özlemini, ona duyduğum özlemi yineledim. Özlemle karışık bir mutluluk aktı içime. Annem nasıl büyüdüğümüze inanamıyor ve işin ilginci benim bir tarafım o küçük çocuktan oluşuyor, pek büyümüş gibi gelmiyorum kendime, sanki hep içimdeki çocukla yaşayacakmışım gibi hissediyorum. Uzun zamandır uzak yaşıyorum evden okul nedeniyle, buna alıştım. Ne yalnızlık ne de korkularım güçsüz bir hale getirmedi beni ama o küçük kız çocuğu gibi annemin kucağını özledim hep. Hala da özlüyorum, belki bir o kadar da şımartılamak istiyorum bazen:) Silik değil çocukluğum hafızamda, o minikkızı hatırlıyorum dün gibi. Sevgiyi bolca hissettim çocukken de herzaman olduğu gibi...Ve şimdi o doğumgünümde çekilmiş, dalgalı saçlı, minik halde olduğum resmim düşündürdü bana bunları. O resme özlemle bakan annemi ve babamı çok seviyorum çok...Nasıl mı geldik boya annecim? SEVGİNLE, SEVGİMİZLE:)

Perşembe, Kasım 02, 2006

Uğurlu günler:)


Az önce düştü sevdiğim tanıştığımız, bir aşk büyütüp yetiştirdiğimiz küçük kentin yollarına...İyki büyütmüşüm içimde aşkını, iyki sevmişim, açılmadan önce belki bir nebze kırılmalı yürek, kırılmalı ki büyümeli, kırmamasını öğrenmeli...Şimdi alabildiğine seviyorum işte, yüzünün her zerresini, bana her bakışını, ellerimi ısıtmasını, gülümsemesini gözleriyle... ve korkuyorum, insan çok mutluyken mi çok korkar...Hazinem gibi o benim neden mi? Aylarca, yıllarca tek bir kelimesini defalarca düşündüm, bir mesajını defalarca okudum, çok hastayken bile bir dakika yüzünü görebilmek için yerimden kalkabildim, sınavımdan kaldım, ağladım...Sonra dedim ki yapma kükedisi senin masalın bu, hep külkedisi kazanacak değil ya vazgeç! Vazgeçemedim! Şimdi yanımda, içimi titretiyor her bakışıyla...Her bakışını hazinem gibi saklıyorum, masal kahramanı gibiyim dimi? Öyleyim biliyorum hatta Türk filmlerinden çıkmış gibi gözüküyor da olabiliirm:) Olsun ben hep sevdim ki Türkan Şoray'ın buğulu gözlerini:) Özlediğim aşka bıraktım kendimi...Şimdiye kadar neden bırakmamışım ki? Birine bağlanmaktan ürktüm hep ve işte bağlanıyorum, düğümler sıkı ve korkunç değil güzelmiş bu, bileklerimizi değil yüreklerimizi zincirliyoruz...Seviyorum, alabildiğine seviyorum ve şimdi tanıştığımız deniz kokan kente uğurladım onu, özlemek bile güzel... Seni için ağladığım sokaklara selam söyle aşkım , de ki:yanındayım artık, ağlamaklı değil külkedisi...