İzleyiciler

Cumartesi, Aralık 08, 2012

Çocukluğum

Çocukluk deyince en çok hissettiğim şey, sevgi...Canım annem, babam, kardeşim, sıcak sobalı evimiz, kardeşimin elma yanakları, süt kokusu(çocukken hep birlikte uyurduk), mahalledeki dostum çoban köpeği Fındık, arka bahçemize sakladığım bir gecelikte olsa  minik yavru kangal köpeğimiz, sabahları kardeşimle annemler uyanmadan ve tabiki soba yanmadan donarak izlenen  çizfilm seansları, casper ve carmen minik bahçedeki minik kedilerimiz, erik ağaçlarını sallayarak düşen erikleri yememiz (ağaca çıkmaya korkardık); İlkokul öğretmenim Sunay Tüzemen ve Alice Harikalar diyarında, ortaokul Atatürkçü süper insan fen öğretmenim Tekin Küçüközdemir... Ortada sıçan misket oynamalarımız,  kendimi kocaman kız oldu sanarak kardeşimi elinden tutup okuluna götürmem,kardeş aşkı; anneme sarılıp uyumak , akşamları işten gelmesini beklemek, genç kız olunca ilk aşkını ve başka herşeyini anlatmak, mis kokusu , güzelliği , pazarları sıcacık banyolar yaptırmasıve o banyoların hep bizimkiler dizisine denk gelmesi:)-üşümeyelim diye bür sürü soba yakardı banyoda-anne aşkı; babanın horlamasını evde duyunca gece korkmamak, baba aşkı teyze aşkları.,onlara yanıp kül olmalalar,( büyük teyzemi dedemler verdi,ben vermedim ama  altı yaşında olduğum için dinlemediler:),düğününde ağladım; küçük teyzemle evinde kaset doldurup danseder şarkı söylerdik, hep dibindeydim) dedemin dükkanında durmalar meyvelerinden ve çikolatalarından yemeler, iyice şımarıp kendini sevdirmeler, ara sıra yumurtaları kırınca çuvallamalar  dede aşkı, anneanneaşkı, şefkati, çörekotlu balı, kapaması, güzel yemekleriyle beni şişmanlatması, pamukmuşum gibi hep sevmesi aşkı, babaanne, dede sevgisi, halam ayrı, amcalalar geldiğinde başka bir eğlence ...Ne güzelmiş çocukluk...Kavga yok, kaygı yok, özlem yok, sevdiğim herkes yanımda.
Kar tatilleri mahalleyi buz pistine çevirmeler, kardan adam yapmalar, kuzen gelince iyice azıtmalar..Yaz tatilleri denizden hiç çıkmadan hayaller kurarak yüzmek (çok çocukken denizden korkardım az büyüyünce yüzücü-sporcu oldum, garip zıtlıkların çocuğuyum:))...yazlıkta bisiklete binmek (bisikleti çok çok istemiştim bir gün dedemin dükanından doğumgünümde çıkverdi:))ailecek hepberaber almışlar, binmeyi babam öğretti), Dağa çıkıp karda piknik yapmalar...neler neler
Bir gece dayanamazdım sevdiklerimin özlemine...Negüzel çocukluğum varmış ve de ne güzel çocukmuşum ben. Kendimin o hallerini çok seviyorum.
Sevgi dolu çocukluğumu özlüyorum ...Güzel Bursa ne çok anılarım var içinde bir bilsen, ruhumu sende bıraktım diyar diyar gezdim. Dönüpte sende yaşamayı ne çok isterim yine, bu kadar sene sonra da olsa. ama sevdiğimle tabi, gençliğimin en tatlı aşklı günleri Uğur'umla.
Keşke o günler kadar sevgi dolu ve kaygısız olabilsek. O kadar huzurlu kalabilsek..Değişiyoruz bazen yalnızlaşıyoruz, yetişkin olmak, farkında olmak, kendi derdine dalıp dünyayı unutur olmak, işler güçler bazen zor... Çocukluk çok güzel ve özel bir dönem. Fakat benim gelecek için dileğim bütün sevdiklerimin mutlu ve sağlıklı olması, biraraya geldiğimizde tekrar tekrar hepberaber çocuk olabilmek..Bunları diliyorum. hayatta benim için önemli his"sevgi"...
Sevgi dolu, kocaman, mutlu yıllar yıllar hepimize ve ailenin gelecekteki küçük torunlarına da:) Artık o günlere de geliyoruz inşallah:)
 
 

Perşembe, Ağustos 30, 2012

Zafer Bayramı (Nazım Hikmet'insesinden 30 Ağustos,dinlemek için Tıklayın)





Ömrünü bu ülkeye adamış; yoktan var etmiş; ulusuna inanmayı, vatan uğruna savaşmayı, olmaz denilenin nasıl oldurulduğunu öğretmiş; gelmiş geçmiş en mükemmel komutan, lider,insan Mustafa Kemal Atatürk'e ve silah arkadaşlarına, şehitlerimize, bu ülkeyi bağımsız Türkiye Cumhuriyeri yapan muhteşem zihniyete milyonlarca teşekkürler...

Bilin ki koruyacağız, savaşacağız bütün bunları unutturmayacağız... Bu ülkeyi bağımsız bir ülke olmaktan çıkarmaya çalışanlar birgün gelecek kendilerini yok edecekler.

30 Ağustos Zafer Bayramımız hepimize kutlu olsun.


Pazar, Ağustos 26, 2012

Mektup

Mutluyum,

Bunu kendim seçiyorum.

Mutsuz olmak için binlerce neden var, dünya bu kadar kirli bir hale gelirken, yaşadığımız ülke bakış açımıza zıt yönde ilerlerken ve masum insanlar ölürken, insan hayatı bu kadar ucuzken, dostlukta aşkta insanlar bu kadar riyarken,  ...Ya da insanın kendi hayatında ki pürüzler öylece dururken, bezen seni kararsızlıklara sürüklerken, bir türlü düzelmezken mutlu olmak imkansız görünüyor belki..bunlara üzülmemek elde değil; endişelenmemek elde değil.Bunları görmüyor değilim.Duyarlılığım en yüksek noktadadır her zaman ve olup bitene en çok hiddetlenenlerden biriyim bu dünayda yaşarken.. Fakat bunların seni dibe çekmesine izin verirsen hiç acımaz hayat seni aşağı çeker..

Mutlu olmayı seçmek bir tercih. Elim de olmayanları düşünüp, kendimi bir odaya hapsedip bütün bunlara üzülmeyi de seçebilirdim. Ailem ve kendi sağlığım için, harika bir sevgilim olduğu için, yıllar önce bu blogu açtığım için bile mutlu olabilirim ben. Hayatta yaşanıcak o kadar çok şey var ki...Daha tadılmadık o kadar duygu, edilinilmedik başarılar...Hepsini yaşamak istiyorum ve tadını alarak mutlu olarak yaşamak istiyorum. İleride çocuğum olduğu zamanda ilk ona yaşamasını, mutlu olmasını öğreticem.

Sen neden öyle yapmıyorsun ... sen neden mahkum ediyorsun kendini acılara ve üzüntülere, neden geçmişi kabullenip bu günü yaşamıyorsun, neden bizim mutluluklarımızı paylaşıp bizi bile pozitif enerjiyle doldurmuyorsun...Hayvanları sen sevdirdin bana, yüzmeyi sen öğrettin, dansetmeyi sen öğrettin, kucağına alıp sıcacık sardın. Bu mutlulukarı sen değil miydin bana yaşatan, şimdi neden kaybettin mutlu yaşama isteğini, mutlu yaşamak için bir şeylere şart koşmamamk gerektiğini sen gösterdin bana. Ne yaparsak yapalım nefes aldığımız sürece varız, ne kadar kötü şeyler yaşasakta var olduğumuz sürece hep iyi hissetmeye çalışmalıyız. Bunun tersi işkencedir ve kimsenin bunu kendine yapmaya hakkı yoktur. Lütfen artık çocukluğumdaki gibi ol birtanem, elimden tut denize gidelim seninle...Sakin ,sıcak ve doğayla başbaşa yerleri seviyorsun, oralara gidelim...Nolur kendine gel artık ...

Cumartesi, Ağustos 25, 2012

Yeniden Merhaba;

En son yazımı 2008 yılında İzmir'den ayrılırken yazmıştım...o günden beri çok zaman geçti ve ben bu kez gerçekten büyüdüm.Yazmayı bırakmadım defterler doldurdum nedense buraya bir türlü yazamadım. Belki de gerçekten istemedim..Ben hala aynı Özlem'im ve mutluyum:) Bazı dostlarım tarafından terkedildim, yeni çok güzel dostlar edindim..Hayat hep aktı ve ben herzaman olduğu gibi onun akışına kendimi bıraktım. Sevgilim Uğur'la dört senedir ayrı şehirlerde olmamıza rağmen hala çok derin bir aşkla bağlıyız, değişmeyen tek şey bu...Onun haricinde çok fazla şey değişti..Artık burdayım, içimi artık herkesin görebileceği gibi dökmek istedim.

 
 
Çoğu okuyucumu kaybetmiş olabilirim..ama burdayım,kaldığım yerden yolculuğumu anlatmaya devam edeceğim.. isterseniz sizlerde yolculuğuma katılabilirsiniz.