İzleyiciler

Pazartesi, Temmuz 31, 2006

Kırlangıç

"Kırlangıcın biri, bir adama aşık olmuş. Cesaretini toplayıp penceresine konmuş. Önce olabildiğince dik durmuş, Sonra gagasıyla cama vurmuş.
'-Tık... tık tık...'
Çok meşgulmüş adam... öfkeyle cama dönüp bakmış:
'-Kimmiş onu işinden alıkoyan?'
Kırlangıcın minik kalbinde amansız bir heyecan Kırık sözcükler dökülmüş gagasından...
'-Hey adam, seni nicedir izliyorum. Sorma nedenini, niçinini, ama galiba seni seviyorum'.
Şaşırmış adam,
'-Sen de nerden çıktın şimdi, Tam aklımı toplayacakken bozdun işimi...'
Şöyle bir tüylerini kabartmış kırlangıç, ve aklındaki planı çıtlatmış:
'-Aç pencereyi beni içeri al sen, birlikte yaşayalım ebediyen... hem sofrada ortağın olurum, hem evde eğlencen'.
Parlamış adam: '-Şuna da bakın neler diyor bu... Haddini bil, hiç kuş insana aşık olur mu?'
'-Soğuklar başladı bak, üşüyorum dışarda. Alırsan içeri, deva olurum yanlızlığına da...'
Hepten kızmış adam, kovmuş kırlangıcı camın önünden
'-Yürü git işine, yalnızlığımdan memnunum ben"
Bükmüş gagasını zavallı kırlangıç, Uçmuş semaya doğru, kanadı kırık...
Gel zaman git zaman, kırlangıçın hemen ardından, bizim adamı pişmanlık basmış:
'Hay aptal kafam, ben ne halt ettim, ayağıma gelen fırsatı teptim'.
Sonra teselli etmiş yalnız kalbini:
'-Sıcaklar başlayınca gelir kırlangıcım. Onu içeri alır yalnızlığımı paylaşırım".
Kış geçip de yaz gelince, yalnız adam başlamış beklemeye... Ama sevdalısı uğramamış bile bir kere... Akın akın gelen sürülere sormuş, Onun kırlangıcından eser yokmuş. Öyle üzülmüş ki, gidip bilge kişiye danışmış. Hem kırlangıcı, hem kendi eşekliğini anlatmış. Bilge kişi almış adamın mesajını,
Lakin üzüntüyle sallamış başını: "A benim yalnız oğlum. Ne kadar efkarlansan azdır. Çünkü kırlangıçların ömrü 6 aydır".

Neden bilmem ayağımıza gelen aşkı görmek istemeyiz bazen...Yalnızlıktan korkutucu olabilir mi çok sevmek? Altı ay olmasa da ömrümüz giden günler geri gelir mi yeniden?? sevmenin sevilmenin kıymetini anlamalıyız zaman geçmeden...

Pazar, Temmuz 30, 2006

Küçük bir korku...

Dün gece yazacak çok düşüncem vardı fakat ben arkadaşımın evindeydim. Şimdi ise yazacak düşüncelerim benimle oyun oynar gibi kayboldular...Güzel bir sevgi, bir parça korku, bir parça hüzün ve birçok karar arasında yalpalıyorum bugünlerde...Yaşadıklarım çok, yazacak boşluğum yok...aslında hayatımda en çok bir durup neler oluyor diye düşünecek zamanım olmadığında korkuyorum yanlış yapmaktan ve kırılmaktan... Dopdolu olmak çok güzel bundan şikayetçi değilim ama dedim ya bazen korkuyorum işte ve bazen en çok arkama bakmadan kaçıp gitmekten korkuyorum...

Cumartesi, Temmuz 22, 2006

Beklemek

Uzun süre beklediğim yaşantıma ışık veren olaylar, hepte en beklemediğim anda karşıma çıkıyorlar:) Kasten yaşamıma istediğim fırsatlar, umutlar, pırıltılar; onları en çok rüya zannettiğim anda gerçek oluyorlar, tuhaf değil mi:)

Cumartesi, Temmuz 15, 2006

Sessiz Mutluluk

Bugün mutluyum ben...birşey yazıp içimdekileri dökmek isterdim bu mutluluğa dair fakat neden bilmiyorum ama bu sefer büyüsünü bozmak istemiyorum . Çok zor değil anlatmak ama canım sessiz kalmak istiyor...

Çarşamba, Temmuz 05, 2006

Şaşkın

Bu bakışlar kime, nereye...yoksa o zamandan girdim mi zaman tüneline? Yeni inmiştim kürsüden dostlarım gerideydi... nerden geldim nereye gidiyorum. Hayat nerelere götürüyor bizleri? Hem mutlu, hem hüzünlü bir gündü, acayipti, bittiğinin kanıtıydı beş senenin...Bundan sonra da bu kadar çabuk mu geçecek zaman? Hep bu yüz ifadesiyle bakakalacak mıyım geçirdiğim günlerin ardından? İlk tanıştığım günler dün gibi şu okulla, herbir dostumun ilk halleri dün gibi aklımda...Hepimiz başka yerlerden gelip burda birleşmiştik, aslında tesadüftü, imkansızdı, istese de gelemezdi birbirine bu kadar bağlı dostlar biraraya! Dağılışımızda biraraya gelişimiz kadar inanılmaz geliyor bana...Giderken dilşat demişti ki " Özlem seni nasıl bırakıp gideceğiz burdan?" sözlerini tamamlayamadı, ağladı...Benim de hiç aklıma gelmezdi birgün yollarmızı yolla bile olsa ayıracağımız. Ama oldu işte...Beş sene uzun zaman geçmez gibi geliyor insana ve üniversitede insan dersten çok yaşamı öğreniyor...Onyedi yaşından beri ordaydım ve kendime oluşturduğum yaşam, arkadaşlarım herşey güzeldi...Şimdi şaşkın şaşkın bakıyorum o günlere...Orda yaşadığım herşeyi seviyordum...Elimde resimler kaldı, kızların seslerinin yankıları kulağımda ve herbirinin bir eşyası evin her köşesinde...Yaşadığım aşkın sızısı...Şimdi başka bir hayat bekliyor bizleri, o hayatta da karşılaşmamız dileğimle tüm sevdiklerimle...