İzleyiciler

Salı, Mayıs 23, 2006

Doğumgünü

Ne garip duygularla geçiririz şu doğumgünlerini...
Alınganlığın diz boyu olduğu günlerdir. Gece onikide uyuyacak olsan bile telefonunu açık tutarsın, saati kollarsın ara sıra, yalnızsan birilerini istersin yanında. Hediye almak hem mutlu hem mahçup eder seni, ne diyeceğini bilemez kekeler kalırsın. Hem hüzünlü hem mutlu geçer şu doğumgünleri, mesela çok hassaslaştığın için sim kartını kaybettiğine bile ağlayabilirsin:) Bazen hiç beklemediğin birinden mesaj alırsın, bazen gözünün içine baktığın kişi unutur gider tarihi...ki komik olan haddinden fazla üzülüp aynı zamanda fazla da sevinirsin doğumgününde bir de belli etmessin:) Yanında olmak isteyip olamayanları düşünürsün, hep biryerlere yakınken aynı zamanda bir yerlere de uzak olduğunu, uzaktan duyduğun bir sesin hüznünü ve sevincini, ara sıra unutabildiğin ama seni hiç unutmamış birilerini, hafızasına hiç seni almamış birilerini, seni mutlu etmek için çırpınıp duranları bir bir düşünüp anarsın...Herkesi anarsın doğumgününde, sanki senin hatırlanma günün değil de sevdiklerinin günüdür:) Anlarsın ki insan istese de yalnız olamaz...sevmeye ve sevilmeye muhtaçtır...
Yirmiki sene önce ayın yirmiikisinde bir mayıs sabahına gözlerimi açtığımdan beri beni düşünen, seven, bu dünyada yalnız bırakmayanlara ve dostlarıma sesleniyorum "sizi çok seviyorum" ve bu sevgiyle hayatımı güzel kılıyorum. İyi ki doğmuşum da sizlerle sevgiyi tatmışım. Bizim için güzel dileklerimi ise içimden diliyorum:)))

Cuma, Mayıs 19, 2006

Fırsat

Bazen aylardır keşke olsa dediğin fırsat hiç beklemediğin bir anda ayağına gelir, ama mümkün olamaz değerlendirebilmen...Olacak eninde sonunda oluyor ama olmayınca da olmuyor işte:)

Perşembe, Mayıs 18, 2006

Ayrılık

Ne olucak bundan sonrası bakalım? Artık zamanı geldi ayrılmak lazım diyorum ama bunları yazarken bile boğazım da düğümlenen bir şey var...Okyanuslara açılmak istesem de, başka yüzler görmek istesem de, hayatımı başka bir yerde değişik ve yeni heyecanlarda görmek istesem de burda birşey var! Dostluk ...ve ne kadar inkar etsemde bir küçük aşk hikayesi...onlardan ayrılmak istemiyorum, kimisi kırık dökük olsada...

Pazartesi, Mayıs 15, 2006

Borç

Kesişmez yollarımız ama şiirlerimiz karşılıklı...boğazımıza takılı kelimeler, gözler korkak...öylece kenara bıraktığımız iki ayrı aşk hikayesi...Benim seni sevmem ve senin beni sevmen...Kenara bıraktık, sahiplenmedik, yaşamadık...Acımasızlıksa ikimizde olabildiğince acımasızdık!
"Edebiyat acımasız kadınlara çok şey borçludur." Dedi Cezmi Ersöz üniversite şenliklerinde yaptığı konuşmasında...Ben de yazayım dedim bunu bloguma:)

DENGE

Aşkımda değişebilir, gerçeklerimde.
Pırıl pırıl dalgalı bir denize karşı,
Yan gelmişim diz boyu sulara.
Hepinize iyi niyetle gülümsüyorum.
Hiç birinizle dövüşemem.
Siz ne derseniz deyiniz.
Benim gizli bir bildiğim var.
Sizin alınız al, inandım
Sizin morunuz mor, inandım.
Ben tam dünyaya göre,
Ben tam, kendime göre.
Ama sizin adınız ne ?
Benim dengemi bozmayınız.


Turgut Uyar

Pazar, Mayıs 14, 2006

GÜLÜME...


Dışarda mükemmel bir hava var ve bugün anneler günü:)
Havayı da içimizi de ısıtan annlerimiz ve bugün.
Hayatım da annemin yeri apayrı, müthiş yalnız hissettiğimde, çocukluktan genç kızlığa ilk adım attığımda hatta şimdi koca bir kız olduğumda bile hep yanımdaydı ve yanımda olacak. Büyük bir saygı duymakla beraber çok iyi arkadaş olduğum bir insan annem. Bilmem nasıl anlatılır ki, küçücük bir bebeği dünyaya getirip büyüten, koruyan, seven, çok değerli bir duygu olan annelikten bile öte bizim aramızdaki ilişki. O benim dert ortağım...İçime güneşi doğuran, yaşadığım tüm olaylarda yanımda olan, gözümün içine en güzel bakan insan. İçimde var olan gücü ondan alıyorum ve umarım ona layık bir evlat oluyorumdur! Bir de istediğim var: Onun kadar mükemmel bir anne olabilmek...Daha fazla yazmıyorum( nazar değmez ya) değmesin diye:) Ve o çok sevdiğim insanın ellerinden öpüyorum ve anneler gününü kutluyorum. Daha nice anneler gününe annecim, bugün yanında değilim ama bilirsin ki arayı zaten hiç uzatmadan dayanamam gelirim. Bugünkü mükemmel hava, mis gibi kokan deniz senin günün olduğundan galiba;) kardeşçimle gezebildiğin kadar gez. En yakın zamanda görüşeceğiz ve biliyorsun ki SENİ DÜNYADAKİ HERŞEYDEN ÇOK SEVİYORUM :)))))))))

Perşembe, Mayıs 11, 2006

Karıştım...

Nereye kaçıyoruz biz bizle geliyoruz bağlı olduğumuz herşeyle birlikte...Görünmez ipler var ruhumuzu bağlayan kurtulamıyoruz. Hep özgürlük için kavga etti ruhlarımız oysa...
Dost kahkahalarıyla çınlar kahkahalarım içim içimi yesede...Hep gülmeye mi ihtiyacı var insanın? İnsan bazen deli gibi ağlatılmak isteyemez mi?
Herşey düzeldi kelimesinin altındaki "soru işareti" değişse basit - yalın "nokta" ile...sonra bahar yağmuruna bıraksak kendimizi gözyaşlarımızla birlikte ve en son içten bir gülümseme ile güneş ısıtsa bedenimizden çok içimizi...
Sıkışıp kalmak, beklemek , belirsizlik altında yalpalamak, düşmek, kalmak ve sonra yine düşmek...hayat bu kadar mı yani?

Çarşamba, Mayıs 10, 2006

Vazgeçmek

Bu gece yazmak geldi içimden ama sözcükler dökülmüyor bir türlü... vazgeçiyorum...
Hem bir şeyler yazmak istemek, hem de beynindeki milyonlarca düşünceyi susturmak istemek zor bir ikilem...
Vazgeçtim; bu cümleden sonra başka bir cümleye daha geçmeyeceğim bu gecelik;)

Salı, Mayıs 09, 2006

Rüya

Dün gece bir rüya gördüm. Yalnız rüya olabilirdi bu, ama farkında değildim, gerçek sandım. Bir zamanlar rüyam değil gerçeğimdi oysa... yine de uyanınca bitmişti...

Pazar, Mayıs 07, 2006

Hayat

Yaşayanların hepsi bir şekilde tutunuyor hayatın bir köşesine. Kimilerinin tutunduğu dal güçsüz ve yorgunken kimileri en sağlam dala kenetlenmiş fakat rüzgarın nerden ve nasıl eseceği belli değil. En sağlam dal belki yanlış yerde duruyor birileri kesip atıyor. En güçsüz dalı kimi öyle sıkı tutuyor ki düşme ihtimali azalıyor...Ne yaparsan yap hayatın değiştiremediğin bir akışı olduğu gibi aslında tüm kararların sana ait. Karmakarışık çözemediğin sorularla dolu hayat ve adil davranmıyor herkese...Bir gecede tüm planların ve senin için önemli olan unsurlar kayboluyor ve sonra bir şekilde yine planlar yapmaya başlıyorsun hayatın hakkında...Tutunmaya çalışıyorsun ve sonra yardım etmeye çalışıyorsun tüm tutunmak zorunda olanlara. Yeniden başlıyorsun nefes aldığın sürece...
Anlayamadığımız bir denge içinde dönüyor dünya ve biz bazen sadece izliyoruz bunu...Elimizdekileri bazen bile bile kaybederken belki bu bize birşeyler kazandırıyor bilmeden üzülüyoruz! Belki de o anda gerçekten kaybediyoruz bilmiyoruz...
Karışık birşey yaşamak, varolmak. Fazla düşününce insan işin içinden pek çıkamıyor:)

Cumartesi, Mayıs 06, 2006

Sabaha Karşı

Hıdırellez için sabahın erken saatlerini bekliyorum. Annem birsürü gül almış. Biz gül ağacının köküne değil, vazonun altına sıkıştırıcaz dileklerimizi anlaşılan:) Ne önemi var ki? İnsanın bir dileği, bir umudu olduktan sonra...
Havalar serin halbuki bahar geldi artık. Endişeleri, korkuları, yorgunlukları alıp götürecek yeşeren her tomurcuk... Zamanı geldi...
Herkesin dilek dileğebileceği bir günün olması bence güzel çünkü inandıkça kurtuluruz çıkmazlarımızdan. Herkesin dileğinin kabul olmasını umarım...Kimse söylemesin ama, söyleyince olmazmış ya:P