İzleyiciler

Çarşamba, Ağustos 30, 2006

Sevgim

Selamladığım gibi uğurladım evimi 28.08.2006 akşam üzeri...ve yağmurdan görünmedi gözyaşlarım...Keşke hep hüzünlendiğimde yağmur yağsa...
Balkonuma bir kumru yuva yapmış, ikide yumurta, eşide beklemede, en son gün gördüm evden gitmeden, balkonumda yeni bir hayat başlıyordu ve aklımda en son o küçük iki yumurta ve kumrular kaldı. Onları en son gün farkettiğim gibi ayrılmama yakın farkettim kendi mutluluğumu o küçük kentin içinde...Bu kadar mutlu, huzurlu yerlerde olmak istiyorum hep, böyle samimi ilişkilerim olsun dostlarımla hep ve ben korkmadan seveyim özgürce...Büyüklüğe, gösterişe değil en çok sevgiye ihtiyacım var, çünkü ben buna alıştım o küçük kentte...

Cumartesi, Ağustos 19, 2006

Beni kör kuyularda merdivensiz bıraktın...


Beni kör kuyularda merdivensiz bıraktın,
Denizler ortasında bak yelkensiz bıraktın,
Öylesine yıktın ki bütün inançlarımı;
Beni bensiz bıraktın; beni sensiz bıraktın...

Çarşamba, Ağustos 16, 2006

Anlaşılmak...

Herkesin herşeyi anlamasını bekleyemessin. Sen yürüyüp gideceksin. Anlayan anlayacak, anlamayan anlamayacak, bütün dünyaya yetişemessin ki!

Pazar, Ağustos 13, 2006

Aynı günü,aynı anda anmak:)

12 Ağustos...tarihe bakıp bakıp, bugün birşey mi vardı dediğin günler vardır ya, dün öyle bir gündü...Telefonum sinyal verene kadar da anlayamadığım günün ne önemi olduğunu...Çay bahçesinde ders çalışıyorduk, sıcaklardan evde durmak mümkün değildi, açık hava keyfimizide yerine getirmişti ve birden bir mesajla kaldırdım kafamı önümdeki notlardan. "Tam bir sene önce şu anda nerdeydik, düşün bakalım bulabilecek misin?" yazmıştı Yalçın ve hemen arkasından telefonum randevu sinyalini verdi, bir yandan mesaja cevap verirken bir yandan da Melek' i aramak için acele etmeliydim! Çünkü biz bir sene önce 12 Ağustosta hepimiz aynı saate telefonlarımızı ayarlamıştık, çok güzel bir geceydi ve hatırlamak istedik hep...Üçümüzde çok duygulandık ve tahmin ettiğimiz gibi üçümüzde ayrı yerlerdeyiz...Dün o bahanede ki geceye en yakın bendim çünkü ordaki müzik sesi yetişiyordu kulağıma kristalde otururken...O günleri özlüyor ve dostlarımı seviyorum...
Bir hafta önce Melekle birlikte Bahane'de gitar dinlerken birden gözlerimiz kocaman açılmış ve o gün ne zamandı tarihine bakalım demiştik! Telefonlara baktığımızda daha bir hafta olduğunu gördük, ama zamanı gelince hatırlatan yine telefonlarımız olmuştu:) Biz bundan sonra bu günü kutlayacağız;) Çünkü öyle günler gelecek ki hepimiz hayatın içine dalmış olacağız ve ummadığımız bir anda telefonumuzun sinyal vermesi ve belki de çoktandır bir türlü aramaya fırsat bulamadığımız dostumuzu aramak için elimizin telefona gitmesi ve ummadığımız anda onun hayatındaki değişiklikleri ve mutlulukları dinlemek, muhabbetimizin kaldığı samimiyetle akıp gittiğine tanık olmak... güzel olsa gerek:) Hatırlamıyorum hangi uyruk olduğunu, belki İngiliz bir aileydi, internette dolaşıyordu mail; her sene aynı gün, aynı anda, aynı yerde, bir resim çektiriyorlardı ve bunun albümü dolaşıyordu mail kutularımızda...Zamanın insanı nasıl değiştirdiğini onlar resimlerde görüyordu. Biz ise o değişimleri o gün birbirimiz görmesekte hayal edeceğiz galiba...Sizi seviyorum dostlarım...

Cumartesi, Ağustos 12, 2006

Gürültü dedim ama...

Benim gürültüm kafamda, kendimle, yazdıklarımla, kimseyi de rahatsız etmiyorum...Bu ne gürültü kirliliği ya iki gecedir Didem'le sıçrayarak uyanıyoruz ve uykumuz kaçıyor...Üstümüzde tadilat yapan yönetici insanı sabahın dörtbuçuğunda kafamıza çivi çakmaya, hatta balyozla kafamızı dağıtmaya uğraşıyordu! Kaloriferi kırıyordum az daha, öyle bir vurdum ama ne fayda iki dakka sonra tekrar başladı balyozlamaya! Bu gece ise beş on serserinin küfür sesleriyle uyandık, aşağıda kıyamet kopuyordu, polisler gelmiş zaptedemiyorlar, nedense arkadaşlar içkiyi ağızlarıyla içmemişler...Bakın biz öğrenciyiz, okulumuzu bitirmemeiz lazım tamammı, yeter, tadilatınıza da sizede başlıycam artık! Ayıp denen birşay var ya! bak hala balyozluyorlar, bencillik bu oofff!!

Cuma, Ağustos 11, 2006

Gece

Bir gecede erken yatayım dedim ama mümkün mü uyumam? İllaki yapacağım gürültümü...
"İnce bir sızı var kalbimde. İnce ama derinde...dokununca yanıyor, o yüzden
-arkadaşım- uzak dur kalbimden" diye söylenirken içimden bir hışımla kalkıp pencereye attım kendimi. Sarhoş bir adam zigzag çiziyor kaldırımda, çöp arabasının arkasından koşturuyor çöpçüler, elele bir çift yürüyor gamsızca, gerisi sessizlik işte...Gündüzün karışıklığında sessiz kalmaktansa gece gürültü yapmak işime geliyor galiba. Gündüz sessiz ve masumca uyuyorum, saklandığım birşeyler mi var? Ya da kabullenmediğim? Yok canım yapmam ben öyle şeyler:)

Perşembe, Ağustos 03, 2006

Bazı günler

Bazı günler vardır diğer günlerden farklı, ne olsa silinmez hafızamdan...Halbuki unuturum sıradan düşüncelerimin içinde kaybolduğum günleri, belki hiç sıradan değildir o düşüncelerde zamanla sıradanlaşırlar bilinmez...Bazı günler yerin dibine batmışken, bazı günler yerdeyimdir de uçuyorum zannederim! Hayat sıradanlığını da, ateşinide, acısını da sonuna kadar hissetirir; ben yalnızca alışırım zamanla hepsine bir de yaşarım sakınmadan kendimden hiçbir duyguyu...zaman geçer, unutulan unutulur yerine yeni yaşanmışlıklar gelir elbet...Ama bazı günler unutulmaz işte...